Kalahari

Kalahari
Kalahari Augrabies Extreme Maraton-2014

30 Temmuz 2019 Salı

ULUDAĞ ULTRA: EN TECRÜBELİ KOŞUCUYA BİLE ÇOK ŞEY ÖĞRETEN BİR YARIŞ


ve başlıyoruz
Uludağ Ultra Maratonu ilk kez 2017’de düzenlendi. Bir yıl aranın ardından ikincisi 20-21 Temmuz 2019’da gerçekleştirildi. Bu yılki yarış, Bodrum Yarı Maratonu Yarış Direktörü Engin Çetinay ve 2017 yarışını organize eden Veysel Güler’in desteğiyle hayata geçirildi. 

2017’de Zeyniler Köyünde başlayan yarış, bu yıl Uludağ Oteller Bölgesine alınmıştı. 4 farklı parkurdan oluşan tüm yarışların başlangıç ve bitiş noktası Uludağ Oteller Bölgesindeydi.

ÇALIKUŞU ROMANINDA GEÇEN GÜZEL KÖY

Zeyniler, il merkezine yaklaşık 10km uzaklıkta, Bursa’yı ayaklarınızın altına sunan güzel bir köy. Bu köyün en önemli özelliği Reşat Nuri Gültekin’in Çalıkuşu romanında da adının geçmesi. Ayrıca köyde, kadınlar tarafından kurulan bir de kooperatif var.

Zeyniler, 66km ve 100km koşacak sporcular için ikinci kontrol noktası. Bu kontrol noktasında kooperatifin kurulmasında emeği geçen kadınların gönüllü olarak görev yaptığını da belirtmeliyim.

Uludağ Ultra’daki 4 parkura gelecek olursak liste şöyle:
  •           5100 metre rakım kazanımlı 100 km’lik Uludağ Ultra Trail
  •          3600 metre rakım kazanımlı 66 km’lik Uludağ Advanced Trail
  •         1050 metre kazanımlı 30 km’lik Uludağ 30K
  •          500 metre rakım kazanımlı 13 km’lik Uludağ 13K

100 km’lik Uludağ Ultra Trail, ülkemizdeki birçok uzun yarış gibi az sayıda sporcu ile koşuldu. 2’si kadın (%9) 22 kişi koşucu vardı. 19 kişi bitiş noktasına geldi.
66 km’lik Uludağ Advanced Trail yarışını 10’u kadın (%10,2) 98 kişi koştu ve yarışı 84 kişi bitirdi.
30 km’lik Uludağ 30K yarışını 54’ü kadın (%20,4) 265 kişi koştu ve 229 kişi bitirdi.
13 km’lik Uludağ 13K yarışını 116’si kadın (%42,3) 274 kişi koştu ve 239 kişi bitirdi.

GÖNÜLLÜ OLACAKKEN, YARIŞA KATILDIM
Keyifli Patikalar
Aslında Uludağ Ultra’yı koşma niyetim yoktu. Organizasyonda gönüllü olacaktım. Ancak Engin Çetinay ve Parkur Direktörü Özgür Tetik, 66 km’lik parkurda koşmamı rica etti. Böylece Zeyniler Köyü’nde Çalıkuşu nostaljisi yaşayıp, gönüllü olmak yerine 66km’de yarışçı oldum. 2017’deki yarışı koşmamıştım ama parkur işaretlemede gönüllüydüm. Bu yüzden 100km ve 66km parkurlarının ikinci kontrol noktası olan Zeyniler Köyünden, dördüncü kontrol noktası olan Saitabat Köyüne kadarki 23 km’lik bölümü çok iyi biliyordum. Asıl yarışın bu bölümden sonra başlayacağını da elbette…

BURSA AYAKLARIMIZIN ALTINDA

Yarış 20 Temmuz Cumartesi günü sabah saat 7’de, 100km ve 66km startıyla başladı. İlk 2km asfalt ve tırmanıştı. 8.km’deki ilk kontrol noktası Kirazlı Yaylaya kadar ince bir patikada koştuk.
İnce patikaya girdikten sonra Kirazlı Yaylaya kadar indik. Bu inişte trail koşmaya alışık olmayanlar zorlanacaktır. Çünkü yarıştaki teknik bölümlerden biri. İniş olmasına rağmen kontrollü gitmek gerekiyor.
Bunun iki nedeni var: Birincisi, dengesiz bir basışla bileğinizi burkabilirsiniz. İkincisi, orman içinde ince patikanın bazı bölümleri belli olmuyor. Bu da işaretleri kaçırıp kaybolmak anlamına geliyor.
Organizasyon da bunun farkında olsa gerek, bu kısımdaki işaretleme kusursuza yakındı. Birçok yerde 5-10m’de bir işaretler vardı. Yine de hızlı ve dikkatsiz gidiyorsanız işaretleri kaçırabilirsiniz.
Zeyniler Köyünde Bursa görünümü
İlk kontrol noktasını geçtikten sonra, 19. km’deki Zeyniler Köyüne kadar olan kısım genellikle iniş ve ince patikadan oluşuyor. Buradaki ince patikalar, ilk bölümdeki kadar teknik değil. Trail koşmaya alışık olmayanların bile keyif alacağı güzellikte bir patika.
Zeyniler Köyüne gelmeden 400 metre kala orman içinde koşarken bir anda Bursa’yı ayaklarınızın altında görüyorsunuz. İşte burası yarışın en güzel yeri. Sanki seyir terasında gibisiniz. Orman içinde koşarken bir anda Bursa’yı ayaklarınızın altında görüyorsunuz. Ve rakım olarak ne kadar yukarı olduğunuzu da hissediyorsunuz.
Bu kısımda, manzarayı gördüğümüz yer hariç işaretleme iyiydi. Kontrol noktasına gelince (ön grupta koşanlar) işaretlemedeki sıkıntıdan bahsettik. Görevliler hemen orayı işaretlemeye gideceklerini söylediler.

“İŞARET VANDALLARI”

Zeyniler’den çıktıktan sonra sıra, benim için yarışın en zevkli bölümü başladı. 2017’de işaretleme yaparken burası çok dikkatimi çekmişti. Bence yurtdışında trail koşacakların burada antrenman yapması gerekiyor.
Zeyniler’den Saitabat’a kadar bu kısım yaklaşık 23 km (Yarışın 19-42km arası). 30.km’de Cumalıkazık kontrol noktası var. Zeyniler’den çıktıktan sonra ince bir patikadan dere yatağına iniyorsunuz. Orada 2km koştuktan sonra köprüden geçiyorsunuz. Yine ince bir patikadan yukarı doğru koşuyorsunuz. İnce patika koşmaya çok müsait…
Lütfen Koparmayın
Bu bölümde koşarken, işaretlemenin çok iyi olduğunu düşündüm. Ancak yarıştan sonra, burada yürüyüş yapan bazı kişilerin işaretleri söktüğünü ve bu nedenle koşucuların yolu şaşırdığını öğrendim.
Ben bu insanlara “İşaret Vandalları” diyorum. Sözde ormana hava almaya, sosyalleşmeye, sağlıklı olmaya geliyorlar. Bazen de bu kişiler o civarda yaşayanlar oluyor. Ancak bu aktivite akıl sağlıklarına hiçbir fayda sağlamıyor. Beyinlerine giden oksijen daha medeni ve “insani” olmalarını sağlamıyor. Ormanları yakanlar, trafik tabelalarına ateş edenler, otobüs duraklarını, reklam tabelalarını parçalayanlar kadar vandallar ve kötü ruhlular. İşaretlerin üzerine “Lütfen koparmayın” yazılsa bile durum değişmiyor.
Bu insanlara rağmen, yarışın bu bölümünün hafta sonu ailenizle ve arkadaşlarınızla gelmeniz için uygun oyduğunu söyleyebilirim. Aileniz sizi Zeyniler Köyünde bırakıp Saitabat Köyüne gider, kahvaltı yapar. Siz o mesafeyi koşup, harika bir antrenman yapabilirsiniz.


YOL AYRIMINA YAKLAŞIRKEN

Parkura dönecek olursak, ince patikadan tepeyi çıkınca adını bilmediğim bir köye girip çıkıyorsunuz. Bu köyden sonra CumalıKazık köyüne kadar parkur genellikle inişli çıkışlı.  Cumalıkazık yarış içerisinde geçeceğiniz en alçak nokta ve rakımı 370 metre. Oteller Bölgesinde ise rakım 1780 metreydi. Yani -1430 metrelik bir rakım kaybınız oluşuyor.
Bu rakım kaybı sizi aldatmasın. İnişteki patikaların çoğu teknik olduğu için parkurun bu kısmını planladığınız kadar hızlı koşamıyorsunuz. Cumalıkazık’tan çıktıktan sonra Küreklidere Şelalesi’nin olduğu bölüme kadar genelde kalın bir patikadan koşuyorsunuz. Şelale bölgesine gelince yaklaşık 1.5km’lik bir tırmanıştan sonra şelaleye ulaşıyorsunuz.
Bu yarışta bir değişiklik yapıp, 100km koşan Cevdet Alyılmaz ve 66km koşan Mehmet Aydıngör’ü ikna edip fotoğraflar çektim. Bu fotoğrafları yarış içerisinde sosyal medyada paylaştım. Gelen tepkilerden biri oldukça ilginçti: “Abi sen yarışta kontrol noktasında bile çok az durursun, ne ara durup da fotoğraf çekip paylaşmaya başladın!”
Küreklidere Şelalesi
Küreklidere Şelalesi kesinlikle görülmesi gereken yerlerden biri. Bursa’ya yolunuz düşerse mutlaka uğrayın. Ulaşım da son derece kolay. Saitabat Köyüne çok yakın. Arabanızı oraya park ettikten sonra yalnızca 500m yürüyerek şelaleye ulaşabiliyorsunuz.
Küreklidere’den çıktıktan sonra yaklaşık 2km kalın bir patikadan koştuk. Bu yol bizi Saitabat Köyüne giden asfalt yola çıkardı. 2017’de Saitabat Köyü içinde olan kontrol noktası bu yıl köyün 1km dışına taşınmış. Bunun nedeni, 100km ve 66km yarışlarının ayrım noktası olması. İlk 42 km’yi birlikte koştuktan sonra koşucular burada ayrılıyorlar. 100km koşanlar sola, 66km koşanlar sağa gidiyor.

SUSUZ KALDIK

Parkurda ilerlerken iklim değişikliğine de şahit olduk. Oteller bölgesinde koşuya başladığımızda hava serindi, aşağı indikçe ısınmaya başladı. Cumalıkazık kontrol noktasında suyumu doldurdum. Hatta Kürekli Şelalesine çıkmaya başlamadan, aşağıdaki dere yatağında yüzümü yıkayıp suyumu tekrar doldurdum. Buna rağmen Saitabat Köyüne gelmeden suyum tükendi. Sadece benim değil, önde koşan Cevdet Alyılmaz ve Mehmet Aydıngör’ün de suyu bitti. Kontrol noktasına yaklaşığımızı düşünerek, asfalta çıktığımızda gördüğümüz çeşmeden su doldurmak yerine yolumuza devam etmiştik. Ama kontrol noktası Saitabat dışına çıktığı için bu bölümde biraz susuz kaldık. Gelecek yıllarda bu parkurda koşacak arkadaşlara önerim, su sıkıntısı yaşamamak için gördükleri her çeşmeden su takviyesi yapmaları… Ben az su tüketen biri olarak su sıkıntısı çektiysem çok su içenleri düşünemiyorum.

HARARETLİ KİLOMETRELER

ANDA ekibi ile anı fotoğrafı
Yarışa başlamadan önce yarışı ikiye bölmüştüm. İlk 38km’lik kısımda çıkışlar olsa da genel olarak inişlerden oluşuyordu. Asıl yarış 38.km’den sonra başlıyordu. Burada asfalt ile başlayan tırmanış 61.km’ye kadar devam ediyordu. Bu kısımda en ufak bir iniş yoktu, sürekli tırmanış vardı. Bunu bildiğim için 42.km’deki kontrol noktasında su ve besin takviyesini iyi yaptım.
Bir sonraki kontrol noktası 55.km’deydi. Ben organizasyondaki tek aksak nokta burasıydı. Tamamen tırmanış olan bu bölüme tek kontrol noktası konmuştu. Ben ve Mehmet Aydıngör bu kısmı 2 saat 23 dakikada kat ettik. Kontrol noktasından çıkarken yedekte tutuğum su şişemi de doldurdum. Böylece 1 litre su ile yola koyuldum.
Kontrol noktasından çıkarken sorduğum tek soru vardı: “Yolda çeşme var mı?”. Yol üzerinde olduğunu söylediler ve biraz rahatladım. Yaklaşık 3km sonra çeşmeye denk geldik. Yüzümü ve kollarımı yıkadıktan sonra sularımı boşaltıp bu çeşmeden akan buz gibi suyla doldurdum.
Yarışa Mehmet’le devam ediyorduk. Ben İstanbul’dan Mehmet’te İzmir’den, yani “rakım olmayan iki ilden” gelmiştik. Yukarı çıktıkça rakımın etkisini hissetmeye başladık. Normalde bu türden eğimli yolları koşardım. Ancak rakım bunu engelledi. Koş-yürü yaparak çıktık.  

50.KM’DE KONTROL NOKTASI OLMALI

50.km’de organizasyonda görevli ANDA arama kurtarma ekibini gördük. Ateşin üzerinde çaydanlığı görünce ekibe “Çayınız var mı? diye sordum. “Evet” yanıtını alında burası bizim için ara kontrol noktası oldu. Bir bardak çay içip yeniden yola koyulduk. Bence organizasyon gelecek yıldan itibaren buraya bir kontrol noktası koymalı.
55.km’deki kontrol noktasına kadar yürü-koş ile devam ettik. Kontrol noktasına ulaştığımızda manzara inanılmazdı. Çıkarken dönüp arkaya hiç bakmadığımı o zaman fark ettim. Kontrol noktasının olduğu bölgede ağaç olmadığı için manzara daha iyi görünüyordu. 52.km’den sonra ağaçlar bitmişti, 3km kadar çıplak bir arazide koşmuştuk. Yukarı çıktığımız için hava serinlemeye başlamıştı. Bu iyiydi çünkü, sıcakta koşmak (daha doğrusu yürümek) su sıkıntısı yaratabilirdi.
Kontrol noktasında Egemen Dağıstanlı vardı. Bizim organizasyonlarda beraber çalıştığımız arkadaşlarımızdan biriydi. Arazide araba kullanma konusunda ustaydı. Yukarı çıkarken arabasının hararet yaptığını söyledi. Yaklaşık 1 saat hararetin geçmesini beklemişler. Araba bile hararet yaptıysa biz ne yapacaktık?

EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMAYINCA…
Karşı tepeye koşacağız işareti
55.km’deki kontrol noktasından sonra yol bitti. Dağa doğru işaretleri takip ederek tırmanışa geçtik. Bu kısımda yürümekten başka şansımız yoktu. Arazi yapısı koşmaya izin vermiyordu. Yaklaşık 3km bu şekilde devam edip zirveye çıktık. Zirvedeki rakım 2480 metreydi. Zirveye çıkınca ince bir patikayı takip edip 61.km’ye kadar devam ettik. Bu noktada Özgür Tetik ve Veysel Güler ile karşılaştık. Aşağı baktığımızda artık oteller bölgesini görüyorduk. Ama bizi bekleyen bir sürpriz vardı. Parkurdaki en teknik inişi yapacaktık.
Yarış öncesi parkur analizi yaparken 61.km’den sonra yaklaşık 500 metrelik rakım kaybedeceğimiz bir iniş yapacağımızı hesaplamıştım. Dolayısıyla bu kısmı koşarak hızlı kat etmeyi planlamıştım. Ancak trail koşularda, evdeki hesap genellikle çarşıya uymaz. Bu inişi parkurun en teknik yerinde yapmamız bunun bir ispatıydı.
Ben ve Mehmet gündüz gözüyle buradan inerken zorlandıysak gece inenleri hiç düşünemiyorum. Önümüzdeki yıl koşacak arkadaşlar bu inişe kendilerini psikolojik olarak hazırlasınlar.
Zirveye çıkarken
Yaklaşık 1km’lik inişten sonra koşulabilecek kalın bir patikaya çıkıyorsunuz. Yaklaşık 2km koştuktan sonra yine teknik bir inişe geliyorsunuz. Ardından oteller bölgesine inip son 800 metreyi asfalttan koşarak bitiş noktasından geçiyorsunuz.

ZOR AMA KOŞULMASI GEREKEN BİR YARIŞ
Yarış zor muydu, kesinlikle zordu. Sonuçta 1780 rakımdan başlayıp 370 rakıma iniyor, ardından 2480 rakıma çıkıp 1780 metre rakımda bitiriyorsunuz. Böyle bir yarış nasıl kolay olabilir ki?
Bitiş anı
Parkur boyunca doğa mükemmel ve parkur yapısı çoğunlukla koşmaya müsait. Yurtdışında yarış koşacak arkadaşların kesinlikle koşması gereken bir parkur. Parkurun birçok yerinde teknik iniş ve çıkışlar bulunuyor. Organizasyonda çalışanlar yardımsever ve güler yüzlüydü.  Kontrol noktaları mükemmeldi. İşaretleme köylülerin söktüğü bölümler hariç kusursuzdu. Yarış sonundaki ikramlar çok iyiydi. Bu konuda çıtayı çok yükselttikleri için diğer organizasyonların işi biraz zorlaştı. Bunce bu “bolluktaki” en büyük etken Bursa’nın sanayi bölgesi olması. Uludağ ve Eker grubunun desteklerini hissettik.

Ülkemiz güzel bir yarış daha kazandı. Her geçen gün sayısı artan trail koşularında bu yarışla beraber önemli bir adım daha atıldı. Yarışta emeği geçen başta Engin Çetinay, Veysel Güler, Özgür Tetik ve Tuğba Tetik olmak üzere tüm gönüllülere ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Ayrıca malzeme sponsorum Underarmour Türkiye'ye de teşekkürü borç bilirim.

Uludağ Ultra 66 Km Yarış Sonuçları

Kadınlar :
1-    Virginie Arslan
2-    Yang Zhao
3-    Bahar Baltaci

Erkekler  :
1-     Mahmut YAVUZ
2-    Mehmet AYDINGÖR
3-    Bahadır Ozan SİNGER









5 yorum:

  1. Tebrik ederim kardeşim. Ayaklarına ve gönlüne sağlık. Süpersin.

    YanıtlaSil
  2. Kalemine de ayaginada sağlık Mahmut abi, seneye o parkuru kosucak biri olarak çok aydınlandım ��

    YanıtlaSil