Kalahari

Kalahari
Kalahari Augrabies Extreme Maraton-2014

30 Nisan 2022 Cumartesi

Back Yard Ultra Yarış Raporu

Dünyanın en tuhaf ve bir o kadar da zorlu ultra maratonu

Hayatımız boyunca yaşadığımız pek çok şeyi unutuyoruz. Ancak, bizi derinden etkileyen, ezberlerimizi bozan, çok mutlu eden ya da travma yaşatan anıları her zaman hatırlıyoruz. Yıllardır koşan biri olarak ilk yarışlarımın çoğunu hatırlıyorum. 16 Nisan 2022’de ilk kez koştuğum Back Yard Ultra’yı ise hayatım boyunca unutabileceğimi sanmıyorum.

FARKLI BİR YARIŞ FORMATI

Öncelikle yarışın formatından bahsedeyim. Back Yard Ultra, ilk olarak 2011 yılında ABD’nin Tennessee Eyaletinde Big Dogs Back Yard Ultra adıyla gerçekleşmiş. Yarışın formatı gereği 1 saatte 6 bin 706 metrelik parkuru bitirmeniz gerekiyor. Yarış içerisindeki temponuz tamamen size bağlı. İster turu 40 dakikada bitirirsiniz ister 59 dakikada. Organizasyonun sizden istediği her saat başında start çizgisindeki yerinizi almanız. Turu 1 saatte bitiremezseniz diskalifiye oluyorsunuz. Peki neden 6 bin 706 metre (4,2 mil) 24 saat koşarsanız 24 çarpı 4,2 mil, yani 100 mili (160km) tamamlamış oluyorsunuz. Hedef işte bu 100 millik sonuç.

TEK BAŞINA BİR HİÇSİNİZ!

24 saat koşmayı başarırsanız, “At Large List” listesine girmeyi hak ediyorsunuz. Ama sadece sizin koşabilmeniz önemli değil. Yarış içerisinde size “asist” edecek (yardımcı olacak) ikinci bir koşucunun olması gerekiyor. Tek başınıza, “Benim gücüm var, koşmaya devam edeceğim” diyemiyorsunuz. Yarışta, size asist eden kişi yarışı terk ettiğinde son bir tur daha atmanız gerekiyor. Bu yüzden koşacağınız mesafe de aslında size asist edene bağlı oluyor. Özet olarak, yarışın süresi ve mesafesi tamamen koşuculara bağlı bir yarış Back Yard Ultra.

Yarışın formatı gereği, katılan herkes kazanabilir. Hızlı olmanız size ekstra dinlenmekten başka bir avantaj sağlamıyor. Her saat başı yeni bir yarış başlıyor. Yeni turda sıkıntı yaşarsanız diğer turları ne kadar iyi koştuğunuzun bir önemi olmuyor ve yarış dışı kalıyorsunuz.

NASIL HAZIRLANDIM?

Gelelim bizim hikayemize. Farm Olea Back Yard, Türkiye’de ilk kez 2021’de, Macera Akademisi’nin organizasyonu ile gerçekleşti. Aslında geçen yıl yapılan yarışı da koşmak istiyordum. Ama öncesinde İda Ultra’ya kayıt olduğum için geçen yıl koşmam mümkün olmadı.

Bu yıl kayıtlar açılır açılmaz adımı yazdırdım. Yarış için özel bir hazırlık süreci geçirmedim. Ama 3 Ocak’tan itibaren antrenman yapmadığım tek bir gün oldu. O da iş seyahatinden dolayıydı. Antrenman sürekliliğine inanan biriyim. Bunu sağlarsak hangi yarış olursa olsun, gerekli mental hazırlıkla birlikte o yarışı bitirebiliriz.

Yarış için, Perşembe günü Ersavaş ve Serkan ile yola çıktık. Perşembe günü İzmir’de olmamız, dinlenmiş halde yarışa girmemi sağlayacaktı. Cuma günü Yusuf Özceylan ile yarışın yapılacağı Urla’ya gittik. Motor kullandık. Uzun zamandan beri motora binmediğim için keyifli bir yolculuk oldu. Yarış öncesi parkur tanıma ve North Face ayakkabılarının deneme koşusu vardı. Yarış öncesi parkuru görmek istediğim için bu etkinliğe katıldım.

YARIŞ ÖNCESİ…

Parkur 3 bin 353 metrelik bir alanda git gel şekildeydi. Toplam 6 bin 706 metre olan parkurda 140 metrelik rakım kazanımı vardı. Parkur testinden sonra sucuk partisine katılıp yarış kitlerimizi teslim aldık. Çadırda kalmak istemediğim için Gaziemir’e döndüm. Yarışın ne kadar süreceği belli olmadığı için son geceyi sıcak yatakta geçirmek istedim. Gaziemir Urla ulaşımımı Savaş ve Meral sayesinde yaptım. Sağ olsunlar beni hem Gaziemir’e bıraktılar hem de yarış sabahı Gaziemir’den aldılar.

Yarış öncesi pek çok kişi hedefimi sordu. Bu soruya cevabım belliydi: İkinciye bağlı! Yarışın konsepti gereği ne kadar koşacağınız ikinciye bağlıydı. Yarışın ne kadar süreceği, kaç kilometre koşacağımız belli değildi. Türkiye’deki yarış geçen yıl 16 saat sürmüştü. Dünya rekoru ise 85 saatti.

Sabah Urla’da ufak bir kahvaltı yaptım. Yarışın konsepti gereği yarış içerisindeki beslenmenizi kendiniz yapıyorsunuz. Yarış boyunca yiyeceklerimin listesini eşim Uzm. Dyt. Ayşegül Yavuz yapmıştı. Yiyecekleri ise kayınvalidem hazırladı. Peki bu listede neler vardı? Makarna, kek, lor peynirli börek, haşlanmış patates, beyaz peynir, ekmek, meyve suyu, nutella, tadımca, çubuk kraker, olips şeker, haribo, magnezyum, züber bar, jel.

ASLINDA BİR TAKIM OYUNU

Yarışa saat 10’da 11 kişi ile başladık. İlk turları Elmir Askarov ile beraber koştuk. Yarışın başlamasıyla şunu anladım. Böyle bir yarışa gidiyorsanız kesinlikle yanınızda size yardım edecek birinin olması gerekiyor. Yarışın başlarında Serkan ve Tuba bana yardımcı oldu. Yarışın ilerleyen saatlerinde Tuba İzmir’e dönmek zorunda olduğu için Serkan yardım etti. Serkan olmasaydı bu kadar ayakta kalabilir miydim biliyorum. Yarış sürerken İzmir’den desteklemeye gelenler oldu. Sporcum Mehmet Döner onlardan biriydi. Özellikle Pazar günü çok yardım etti.

Yarışa geri dönecek olursak, saatler ilerledikçe koşucu sayısı azaldı. Sekizinci saatten sonra 5 kişi kaldık. İlk 10 saat çok rahat koştum. Ortalama 42 dakikalık tur zamanlarım vardı. Böylece dinlenmek için fazlasıyla vaktim oluyordu. Daha önce hiçbir yarışı bu kadar dinlenerek koşmamıştım. Gelip bir şey yiyip sosyal medyada vakit bile geçirebiliyordum.

SAVAŞ, BEN VE MİDEM

10’uncu saatin sonunda hava kararmaya başladı, biraz yavaşladım. 13’üncü turdan sonra ekip ile koşmaya karar verdim. Tek başıma koşmaktan sıkılmıştım. 15’inci turdan sonra dökülmeler başladı. 15’inci turda Elmir, 16’ıncı turda Volkan Murat Uzun ve 17’inci turda ise yarışın tek kadın koşucusu Rikki Roath yarışı terk etti. Savaş’la ben kalmıştık. Birimiz kazanan birimiz asistan olacaktı.

Rikki yarışı terk ettikten sonra Meral “Hadi buraya kadar geldiniz 7 saat daha koşun. At Large List’e girin” dedi. 20’nci saate kadar genel olarak Savaş ile beraber koştuk. Yarış içerisinde benim gibi tecrübeli birinin yapmayacağı bir hata yaptım. Gündüz hava çok sıcaktı. Kamp alanında buzdolabı vardı. Her tur soğuk bir şeyler içtim. Bu da bana pahalıya mal oldu. 10 ile 20’inci saatler arasında midemi üşüttüm. Koşarken mideme kramplar giriyordu. Ama koşu tempom yavaş olduğu için bu beni pek etkilemiyordu. Midem ağrıdığı için beslenemiyordum da. Canım hiç bir şey istemiyordu. Kendimi zorlayarak haşlanmış patates, ekmek yiyip, çay içiyordum. Uykusuzluğa dayanabilirdim ama beslenememeye daha ne kadar dayanabilirdim onu bilmiyordum.

20’nci saatte zorla makarna yedim, ayran içtim. Tura başlamadan önce ise ne yediysem kustum. Bu beni rahatlattı. Güneşin doğuşuyla yeni güne başladık. İlk günün aksine ikinci gün kapalıydı ve yağış bekleniyordu. Tempomu arttırdım. 47-48 dakikalık turlar atmaya başladım. Artık beslenme problemimi çözmüştüm. Kontrol noktasında beslenmeye başladım. Tura başlarken yanıma bir haribo ve bir tane de olips şeker alıyordum. Giderken birini yiyordum. Dönüşte diğerini.

AT LARGE LİST’E GİRDİK

Aynı parkurda sürekli gidip gelince akıl oyunları oynanmaya başlamıştı. Yarışın başında parkuru kafamda üçe bölmüştüm. Dik çıkışın olduğu ilk 750 metrelik bölüm, sonrasında 1650 metrelik genellikle düz, ara ara yokuşların olduğu kısım ve son 950 metrelik, genelde inişin olduğu, dönüş noktasına kadar gittiğimiz kısım. Parkurun gidiş kısmı dönüş kısmına göre daha yavaştı. Aralarda ortalama 4 dakika oynuyordu. İlk 750 metrede yürüdüğüm bölümler vardı. 750 metrelik bölüm bittikten sonra tur bitene kadar hep koşuyordum. Özellikle son 750 metrelik kısmı mental olarak koşmak çok kolaydı. Çünkü artık tur bitiyordu.

24’üncü tura başlarken Caner “Bu turu beraber koşun ikinizde At Large List’e girin o kadar emek verdiniz” dedi. Turun ilk 2.5 kilometresini Savaş ile beraber koştuk. Parkurun bazı bölümlerinde Savaş yürüyordu. Savaş yürüdüğünden bana “İstersen sen devam et. Benim durumum iyi turu rahat tamamlarım” deyince, kendi tempoma döndüm ve turu tamamladım. Kısa süre sonra Savaş da turu tamamladı. Böylece “At Large List” e giren ilk Türk sporcular olduk. Listenin neresinde yer alacağımızı bundan sonraki performansımız belirleyecekti.

YAĞMUR DUASI

İkimiz de ilk hedefimize varmıştık. Yarışın bundan sonraki kısmı nasıl geçecek bilmiyordum. Bildiğim tek şey, ne olursa olsun bir tur daha atacağımdı. 26’ncı turdan sonra artık aynı parkurda koşmaktan sıkılmıştım. Tempomda bir değişiklik yoktu. Koşmaya başladıktan sonra tempom hep aynıydı. Parkurda neredeyse hangi taşın, hangi ağacın kaçıncı kilometrede olduğu biliyordum. Tur bitiyor 12 dakikalık dinlenme sürem kalıyordu. Bu süreyi iyi değerlendirmem gerekiyordu. Beslenmem düzene girmişti. Savaş’ın tur geçişlerini takip etmeye başladım. Turları ortalama 55 dakika civarında gelmeye başlamıştı.

Hava iyice kapanmıştı. Yağmur ara sıra çiseliyordu ama istediğim düzeyde yağmıyordu. Dua etmeye başladım. Yağmur yağarsa parkur biraz daha ağırlaşacak ve yerler çamurlaşacaktı. Yerler çamurlaşınca parkurda koşmak zorlaşacak ve tur zamanımız düşecekti. Tur zamanım düşse bile dinlenmek için vaktim kalacaktı. Ama Savaş’ın tur zamanı düşerse dinlenemeden yeni tura çıkmak zorunda kalacaktı.

30’uncu turun sonuna doğru yağmur şiddetini artırdı. Yağmurun yağmaya başlamasıyla Savaş’ın tur zamanı 58 dakikaya düştü. Dinlenme zamanı azaldı diye düşünürken, Savaş ve Meral’den “Biz yarıştan çekiliyoruz açıklaması” geldi. Bu açıklamadan sonra, yarışın formatı gereği atmam gereken bir tur kalmıştı.

SON TUR VE ZAFER…

Tura başlarken gücüm yerindeydi. Hızlı bir çıkış yaptım. Parkur yağmur ile beraber zorlu hale gelmişti. Çamur ayakkabının tabanına yapışıyor ve koşmak zorlaşıyordu. Bir de üstüne, parkura giren ATV’ler parkuru iyice bozmuştu. Dönüş noktasına yaklaştığımda Caner ile karşılaştık. Caner Instagram’dan canlı yayın yapıyordu. Onunla canlı yayına katıldıktan sonra önümde 3 bin 353 metre kalmıştı. Son turu 46 dakikada bitirdim ve 31 saatlik bu macera son buldu. Koştuğum mesafe 207,84 km., toplam koşu zamanım 24 saat 1 dakika ve toplam rakım kazanımım 4 bin 468 metreydi.

Yarıştan sonra herkes “Abi ne yaptınız öyle” diyordu. Açıkçası ben de ne yaptığımızı bilmiyordum. Bu hikayenin iki kahramanı Savaş ve bendim. Yarışın formatı gereği Savaş Asistan ben kazanan olmuştum. Aslında ikimiz de birbirimize asistanlık yapmıştık. Savaş olmasaydı ben, ben olmasaydım Savaş bu kadar koşamazdı. Yarış içinde, “Yarış bir an önce bitsin” diye düşünürken, şimdi dönüp arkama baktığımda “Savaş devam etseydi acaba ben ne kadar daha devam edebilirdim” diye kendime soruyorum. Sınırlarım neydi tam olarak bilmiyorum. Yaptığımız şey kesinlikle çılgınlıktı ve kendi açıma bu çılgınlık beni çok mutlu etmişti.

Bu yarışı ülkemize kazandırdığı için başta Caner Odabaşı olmak üzere tüm Macera Akademisi ekibine çok teşekkür ediyorum. Yarış boyunca bize ev sahipliği yapan Farm Olea’ya ve yarış boyunca desteklerini hiç esirgemeyen, başta Serkan olmak üzere tüm destekçilere, sponsorum Underarmour Türkiye'ye, yarış boyunca yiyeceklerimin listesini hazırlayan ve hazırlık sürecinde desteklerini hiç esirgemeyen eşim Ayşegül'e, yarışta yiyeceğim yemekleri hazırlayan kayınvalideme, fotoğraflar için Cenk Ordu ve Nihan Oktay'a son olarak yarış raporumu edit eden Şirin Mine'ye çok teşekkür ediyorum.


29 Ocak 2022 Cumartesi

TAHTALI ULTRA SKY 2021-116 Km

        Tahtalı Ultra Sky aylar sonra kendimi start çizgisinde gördüğüm bir yarış oldu. En son 2020 yılı Mart ayında Geyik Koşularında 28 km koşmuştum. Sonrasında corana virüsün hayatımıza girmesiyle yaşam şeklimiz değişti. 2020 yılında Corana virüsün başlamasıyla işlere ara verdiğimiz için İzmir’e gittim. İzmir’de iyi bir antrenman süreci geçirdikten sonra İstanbul’a geldim ve yoğun antrenman sürecine burada da devam ettim. Ağustos ayına kadar coronadan dolayı yarışlar ertelenmişti. Eylül ayında ise yoğun bir yarış periyodu başlayacaktı. Temmuz ayı ile birlikte tekrar çalışmaya başladım. Spor yaptığım sürece inandığım üç şey var. Antrenman, dinlenme ve beslenme. Bu üçlü arasında dengeyi sağlayamadığınız sürece sakatlanırsınız. Antrenmanlarım çok iyi gidiyordu. Beslenmeyi de istediğim düzeyde yapıyordum ama dinlenme kısmı istediğim gibi olmadı. Kızım Zeynep diş çıkartınca uykusuz geceler başladı ve dinlenemedim. Bu süreçte yapmam gereken antrenmanlarımı azaltmaktı. Ama yarışlar başlayacağı için antrenmanlarımı kesmedim ve kaçınılmaz sonuç ile karşılaştım.  SAKATLIK. Dizimde ödem oluştuğu için 2 ay boyunca koşamadım. 2 ay sonunda antrenmanlara tekrar başladım. Sakatlık dizde olunca antrenmanlara yoğun bir şekilde başlayamadım. Antrenmanlarımı yavaş yavaş artırdım. Kendimi yarış koşmaya hazır hissettiğimde instagramda karşımda Tahtalı Run to Sky yarışının ilanını gördüm. Bu yıl ilk defa 116km koşulacaktı. Bir anda gaza gelip Polat Dede’yi aradım. Sorduğum ilk soru “116 km yarışını yapacak mısın”? oldu. Çünkü 116 km’lik +4800 rakım kazanımlı bu yarışa çok kayıt yaptıran yoktu. Polat’ın cevabı netti. “ yapacağım” o zaman bende “beni de listeye yaz” dedim. Yarış 15 Mayıs’da yapılacaktı. Bayram tatiline denk geldiği için ailecek yarışa gitmeye karar verdim. Yarış sonrası 3 gün daha Kemer’de kalıp tatil yapacaktım. Ama 17 günlük sokağa çıkma yasağı yüzünden yarış 5 Haziran tarihine ertelendi. Haziran ayında Antalya’da koşmak birde 116 km koşmak çok mantıklı gelmese de tarihler 5 Haziran’ı gösterdiğinde kendimi start çizgisinde buldum. Yarıştan önce iyi bir antrenman süreci geçirmiştim. Ama tek seferde 2 saatten daha uzun koşum yoktu. Bundan dolayı böyle uzun bir yarışta dizimin bana nasıl bir sürpriz yapacağını bilmiyordum. Onun için yarışı mümkün olduğunca temkinli koşmak istiyordum. Yarıştan önce ufak bir tedirginliğimde vardı. Çünkü yaklaşık 15 aydır hiç yarış koşmamıştım.


        Yarışı yazmadan önce kısa Tahtalı Run to Sky Yarışından bahsedelim. Yarışmada 116 km’lik ve 4800 m irtifa kazanımlı Tahtalı Ultra Sky, bu yarış Kemer merkezde başlayıp Kemer merkezde bitiyor. 24 kişinin kayıt olduğu bu yarışta 18 kişi start aldı ve yarışı 11 kişi bitirdi.

     Tahtalı Berg Sky : 62 km uzunluğunda ve 3600 m irtifa kazanımlı bu yarış Kemer merkezde başlayıp Tahtalı Dağı Zirvesinde bitiyor. 44 kişinin kayıt olduğu bu yarışta 35 kişi start aldı ve yarışı 27 kişi bitirdi.

        Tahtalı Run to Sky: 27 km uzunluğunda ve 2650 irtifa kazanımlı bu yarış Çıralı’da başlayıp Tahtalı Dağı zirvesinde bitiyor. 170 kişinin kayıt olduğu bu yarışta 128 kişi start aldı ve yarışı 119 kişi bitirdi.

     Chimera Run : 29 km uzunluğunda ve 1170 irtifa kazanımlı bu yarış Çıralı’da başlayıp Çıralı’da bitiyor. 117 kişinin kayıt olduğu bu yarışta 78 kişi start aldı ve yarışı 71 kişi bitirdi.

      Tahtalı Ultra Sky ve Berk Sky Race 5 Haziran sabah 2’de başladı. Yarışın startı pandemi kurallarına göre yapıldı. Yarışın başında uzun bir aradan sonra start çizgisinde olduğum için heyecanlıydım ama yarışın başlamasıyla bu heyecan gitti. Her zaman en iyi yaptığım işi yapacaktım koşacaktım. Yarışın başlamasıyla beraber öne geçtim. Yarışın ilk 10 km’si asfalttı bundan dolayı ultra maraton koşmamıza rağmen tempolu bir koşu oldu. 5 pace’in altında koşuyorduk. Bu yarış temposu bana fazla geldiği için koşu tempomu düşürüp kendi yarış tempoma döndüm. Kimimiz 62 km kimimiz ise 116 km koşacaktı. Koşulacak çok mesafe vardı. Buna rağmen ön grupta koşan arkadaşlar sanki 10/20 km koşuyorlarmış gibi koşulardı. Yarışın başında dinlenik olduğumuzdan koşmuş olduğumuz tempo bize rahat gelebilir. Ama koşacağımız mesafeye göre tempomuzu ayarlamamız gerekiyor. Yarış koşarken, ön grupta tempolu koştuklarını uyardığımda bu genelde yanlış anlaşılıyor. 20/30 km ön grup ile geldikten sonra tempolarını düşürüp ön gruptan 1 veya 2 saat sonra bitiş noktasından geçiyorlar. Bundan dolayı yarış öncesi yarışı iyi analiz edip yarış stratejimizi ve yarış tempomuzu buna göre ayarlamamız lazım.

        10 km’lik asfalt kesimden sonra Phaselis Antik Kente doğru koşarak asfalt yoldan kurtulup patika ile buluştuk. Yarış brifingde yarışın 10 ve 18 inci km lerinde saatteki rotadan değil işaretleri takip etmemiz söyledi, ama kısa bir süre sonra ön koşan 4 arkadaşın işaretleri kayıp ettiğini fark ettim. Böylece ön grup ile aramdaki fark kapandı. Aynı durumu benle arkadakilerle yaşadık. İşaretleri arayıp işaret bulduktan sonra tekrar rotaya girdik. Yalnız bu bölümde işaretlemeler çok iyi değildi. Birileri tarafından sökülüp yere atılmıştı. Gece olduğu için işaretleri bulmakta zorlandık.  Saatteki rotayı da kullanmamız söylenmişti. Saatteki rotaya yakın gidip işaretleri bulmaya çalıştık. Ara ara yolumuzu kaybetsek de Tekirova’daki ikinci kontrol noktasına ulaştık. Yarış öncesi işaretlenen parkur 8 km değişmişti. Bence sitedeki rota değiştirip yeni rota siteye yüklenmeliydi. Böyle işaretler başkaları tarafından sökülse bile saatteki rotayı takip ederek yolumuzu daha rahat bulabilirdik.

     Yarışın bu bölümünde kumsaldan geçmiştik. Kumsaldan geçerken ayakkabıma kum girmişti. Kontrol noktasına ulaştığımızda yaptığım ilk iş ayakkabılarımı çıkartıp içeri giren kumları ayakkabımdan çıkarmak oldu. Çoraplarımı da temizledikten sonra ayakkabı giydim. Yarışın başında ayakkabınıza kum girerse mutlaka çıkarttın. Çok az girse bile mutlaka çıkarttın. Yoksa o kum ayakkabınızın içinde hareket ederek kısa bir süre sora ayağınızın su toplamasına neden olacaktır. 1 veya 2 dk kaybetmemek için yarışı terk etmek zorunda kalabilirsiniz. Ön grubu yakalamak için hızlı bir şekilde kontrol noktasından çıktım. Kontrol noktasından çıktıktan 500 metre sonra su mataramı kontrol noktasında unuttuğumu fark ettim. Hemen geri döndüm. Kontrol noktasına yaklaştığımda Hikmet Karakaya’nın kontrol noktasından ayrıldığını fark ettim. Hikmet’e “su mataramı alır mısın?” diye bağırdım. Hikmet sağ olsun mataramı aldı. Bende Hikmet’in gelmesini bekledim ve beraber koştuk. Patika ile buluştuğumuzda 6’ıncı sırada idim. Yarışın Tekirova’dan Tahtalı Zirve’ye kadar olan kısmını daha önceki yıllarda koşmuştum. 62 ve 116 km koşacak arkadaşlar için asıl yarış 20’inci km’den sonra başlıyordu. Yarışın teknik ve bol iniş çıkışlı kısmı burasıydı. 20’inci km’den 33.8’inci km’deki Maden Koyuna kadar 3 tane 400 metrelik çıkış iniş ve 1 tane 2 km’lik çıkış ve iniş vardı. Bu kısmı koşarken kendimi çok iyi hissettim. Tüm yokuşları koşarak çıktım. Kısa bir süre sonra birinci sıradaydım. Maden koyuna geldiğimde güneş yeni doğmak üzereydi. Maden koyu ile Çıralı arasındaki bölüm yarışın en keyifli bir o kadar en zor kısmı. Güneşin doğuşu ile kafa fenerimi kapattım ve parkurun keyfini çıkartarak Çıralı’ya kadar koştum. Çıralı’ya ulaştığımızda yaklaşık 2 km asfalt yoldan koşup Yanartaş kontrol noktasına ulaştım. 


    Yanartaş kontrol noktasından sonra tırmanış etabı yavaş yavaş başladı. 53’üncü km’deki Beycik kontrol noktasına ara ara yürüsem de genelde koşarak ulaştım. Kontrol noktasına gelmeden Kemal Kukul (Abi) beni yakaladı. Kontrol noktasına beraber girdik. Bu kontrol noktası 116 km koşanlar için drop bag noktasıydı. Kontrol noktasına ulaştığımda ilk sorduğum soru çay ve ekmek var mı? oldu. Çünkü yarış stratejim arasında Tahtalı’ya tırmanmaya başlamadan önce bu kontrol noktasında iyi beslenmek vardı. Ayakkabı hariç tüm kıyafetlerimi değiştirdim. Yarış içerisinde kıyafetlerimi değiştirince kendimi yenilenmiş gibi hissediyorum. Sanki koşuya yeni başlamış gibi oluyorum. Kıyafetlerimi değiştirdikten sonra çay ve ekmek arası kaşar peynir yedim. Normalde çayı şekersiz içmeme rağmen yarışlarda çayı şekerli içiyorum. 3 bardak çay ve 4 dilim kaşarlı ekmek yedikten sonra kontrol noktasından ayrıldım. Yarıştan sonra dönüp arkama baktığımda yarış boyunca vermiş olduğum en doğru kararın bu kontrol noktasında iyi beslenmek olduğunu görüyorum. Kontrol noktasında yaklaşık 15 dakika geçirdim. Bu kontrol noktasına kadar kontrol noktaları arasında sadece bir matara su ile koştum. Bundan sonra ki bölümde hem sıcaklıktan kaynaklı hem de vücuttaki su kaybının artmasından dolayı iki matara suya geçtim. İki mataramı doldurduktan sonra kontrol noktasından ayrıldım. Kontrol noktasına ilk gelmeme rağmen kontrol noktasından 6’ıncı olarak ayrıldım. Bende önce çıkanların hepsi 62 km koşanlardı. Kontrol noktasından çıktıktan 2 km sonra bir restoran vardı. Restoranın oradaki çeşmede akan buz gibi suyu görünce yüzümü yıkadım. Sonra mataralarımdaki suları boşaltıp bu sudan mataralarıma koydum. Tırmanmaya devam ettim. Tırmanışı bu yıl diğer yıllara göre daha iyi yaptım. Yalnız parkurun zemini bu yıl daha kötüydü. Çok fazla kaygan taş vardı. Çünkü coranadan dolayı Likya yolunda çok yürüyen yoktu. Yürüyenler olmadığı için zemin bu yıl geçen yıllara göre kötüydü. Yarışa dönecek olursak tırmanış ile birlikte önümdekileri tekrar geçmeye başladım. Son 3,5 km ormanlık alandan çıkıp çardak alana geliyorsunuz. Çardak alana geldiğimde Kemal abi ile ikinci sırada Ukraynalı kadın sporcuyu görmeye başladım. Ukraynalı kadın sporcu ile Kemal arasındaki mücadeleyi izleyerek zirveye doğru tırmanmaya başladım. Kadın sporcu bir ara farklı 50 metreye kadar düşürse de Kemal abi son 500 metre temposunu artırıp aradaki farkı açtı. Zirveye ulaştığımda kontrol noktasında beslenip öyle inişe geçmeyi planlıyordum.  Noktaya ulaştığımda ilk sorduğum soru Çay ve ekmek oldu. Ekmeğin olmadığını çayın ise hazır olmadığı söyledin. Kontrol noktasına gelen misafirlerden biri isterseniz mataramda çay var dedi. Ben kabul ettim. Biraz peynir çubuk kraker yiyip çay içip kontrol noktasından ayrıldım. Kontrol noktasına ulaştığımda saatimin şarjı bitti. Zirveden aşağı inerken 27 km koşan Mehmet Türkmen’den saatini istediğim. Saati istememdeki neden yarış tempomu ve kaç km kaldığını görmekti. Mehmet ile saatleri değiştirdik. İnişteki ilk 3 km’de parkurda çok oynar taş olduğu için kontrollü indim. Kalın patika yola indiğimde yaklaşık 52 km kalmıştı. Dizimden korktuğum için kontrollü koşarak inişe geçtim. Şehre inene kadar parkur neredeyse hep inişti. Şehre indiğimizde 6 kmlik teknik bir single track vardı. Single track ilk 3 km’sinde sıkıntı yoktu. 3 km sonra işaretler yoktu. Büyük bir ihtimalle birileri tarafından sökülmüştü. Mehmet’ten aldığım saatte rota olmadığından rotayı bulmak için Polat Dede’yi aradım. Onun tarifleriyle sağa sola koşturduktan sonra işaretleri buldum. Ama bulduğum işaret hem sağa hem sola gidiyordu. Sola doğru devam ettim. İşaretleri takip ederek tekrar koşmaya başladım. İşaretler beni şehirden uzaklaştırıyordu. Doğru işaretleri takip etmeme rağmen şehirden uzaklaştığım için yanlış gittiğimi düşündüm ve yürümeye başladım. Bu esnada Polat’ı tekrar aradım. Polat’ın tarifleriyle yolumu bulmaya çalıştım. Sonra telefonumu çıkarttım. Polat’ın tarif ettiği yere işaretleri takip ederek ulaştım. Şehre vardığımda son 2 km kalmıştı. Ve işaretler yine yoktu. Polat’ı yine aradım. Kemer Devlet Hastanesinin oradayım dedim. Bana finişin konumunu tarif etmeye çalıştı. 100 metre gittikten sonra İlçe Jandarma binasının gördüm. Oradaki uzman çavuşa finiş alanın nerde olduğunu sordum. Bana Siz Mahmut Yavuz musunuz diye sordu. Bende evet dedim. Sizi sosyal medyadan takip ediyorum. Nasıl 120 km koşuyorsunuz çok merak ediyorum dedi. Ben de şu anda 116 kmlik bir yarışta olduğumu ama son kmde finişi bulamadığımı söyledim. Finiş alanını bilmediğini söyledi. Aklıma Halil Aktan’ı aramak geldi. Halil’de finiş alanının konumunu sordum. Konum gelince konuma baktım. Polat’ın tarif ettiği yerden finişe gidişi gösteriyordu. 400 metre koştuktan sonra işaretlemeleri gördüm. İşaretleri ve navigasyonu takip ederek finiş noktasından geçtim.  



GENEL DEĞENLENDİRME

Yarışı değerlendirecek olursam, işaretlemelerde genel olarak iyi olsa da Phaselis Antik Kente ve 106’ıncı km’deki girmiş olduğumuz patikada sıkıntılıydı. Özellikle yarışın son kmlerinde işaret aramak zorunda kalmak mental olarak çok yıpratıcıydı. Kontrol noktalarındaki beslenme özellikle 116 km koşan sporcular için yetersizdi. Karbonhidrat alacağımız besin nerde ise yok gibiydi. Zirveden sonraki istasyonlarda sıcak su/çay olacağı söylemesine rağmen yoktu.

Kontrol noktalarındaki görevliler oldukça iyiydi, yardımcıydı . Parkurun, ilk 20 .km’sinin 14 km’si asfalttı,  Aralarda asfalt koşuları olsa da Tahtalı zirveye kadar parkur single track ve patikalardan oluşuyordu. Zirveye ulaştıktan sonra kalan 54 km parkurun neredeyse 45 km’si inişti. Bu inişinde yaklaşık 15 km’si asfalttaki. İniş kısmında asfalt olan yerler sıkıcıydı. Aslında inişte koşmaktan keyif aldığım tek yer yaylada koştuğumuz 3 kmlik düz kısımda. Manzarası çok güzeldi. Geçen yıllarda koştuğumuz parkur bence daha zor olsa daha keyifliydi.

Yarışında en zorlandığım kısım iniş kısmıydı. Çünkü keyif alarak koşmadım. Sondaki 6 kmlik single trackde ise parkurdaki işaretlemeden kaynaklı olarak mental olarak çok zorlandım. Gelecek yıl ufak tefek dokunuşlarla daha iyi bir organizasyon olacağını düşünüyorum.



TEŞEKKÜRLERİM…

Başta Polat Dede olmak üzere yarışta emeği geçen herkese,

Yarışta malzeme desteği sağlayan Underarmour ve Garmin Türkiye’ye, sponsorum InBody Türkiye’ye

Antalya’daki Konaklama sponsorum Alicem Aktaş’a ve ulaşım sponsorum olan Halil Aktan’a

Yarış içerisinde saatini bana veren Mehmet Türkmen’e

Yarış raporlarımı edit eden Şirin Mine Kılıç’a (Sister)

Çok teşekkür ediyorum.

…………

TAHTALI ULTRA SKY YARIŞ SONUÇLARI 2021

Kadınlar:

1-      Aylin Savacı Armador – 19:11:56

Erkekler:

1-      Mahmut Yavuz – 15:21:11

2-      Alper Dalkılıç – 18:20:46

3-      Savaş Lütfü Kara– 18:31:09

Tüm Yarış Sonuçları

 

 

 

26 Ocak 2022 Çarşamba

2022 Yılı Yarış Takvimi


Merhaba arkadaşlar;

2022 yılı yarış takvimini sizler için düzenledim. Burada sadece yarış tarihleri kesinleşen yarışları yayınladım. Yarış tarihleri kesinleşen yarışları eklemeye devam edeceğim. Yarış tarihleri kesinleşen yarışları mesaj atarak bilgi verebilirsiniz. Sağlıklı, mutlu ve en iyi derecelerinizi koşacağınız bir yıl sizinle olsun.

MAYIS - 2022

08 Mayıs 2022              Wings for Life                                             www.wingsforlifeworldrun.com/tr   

08 Mayıs 2022              Edirne Maratonu (10-21-42 Km)                    www.edirnemaratonu.com

13-15 Mayıs 2022        Tahtalı Run to Sky (12-27-62-116 Km)             www.tahtaliruntosky.com

14-15 Mayıs 2022        Şahin Yurdu Ultra Trail   (16-35-80 Km)    www.sahinyurduultra.com

15 Mayıs 2022             Vestel Manisa Yarı Maratonu (10-21 Km)        www.vestelmanisayarimaratonu.com

15 Mayıs 2022            Konya Yarı Maratonu (10-21 Km-Halk Koşusu)                www.konyayarimaraton.com/tr

15 Mayıs 2022            İstanbul'u Koşuyorum Üsküdar Etabı                    www.event.spor.istanbul/

19 Mayıs 2022            Samsun Yarı Maratonu (10-21 Km)

20-22 Mayıs 2022      İznik Ultra Maratonu (5-14-25-35-55-90-160 Km)             www.iznikultra.com/tr

22 Mayıs 2022           Giresun Yarı Maratonu (10-21 Km)                        www.runkerasus.com/tr/

22 Mayıs 2022           Sur Yarı Maratonu (2,5-10-21 Km-10 Km Team)    www.diyarbakirsuryarimaratonu.com/

28 Mayıs 2022           Gebze Ultra Trail (7-17-27-41-55 Km)                www.apphurra.com/etkinlik/gebze-ultra-trail

28 Mayıs 2022          Ultimate Cunda (12 Km)                            www.teamkronos.com/ultimate-cunda/

29 Mayıs 2022          Avşa Yarı Maratonu (10-21 Km)                www.avsayarimaratonu.com


                                                     HAZİRAN - 2022

04 Haziran 2022       SPX Dağ Yenice Ultra (6-13-32-59 Km)            www.dagyeniceultra.com

04 Haziran 2022       Bozcaada Yarı Maratonu (10-21 Km)        https://bozcaadayarimaratonu.com

05 Haziran 2022       LoveRun Dudaklı Koşusu (12-21 Km)                 www.loverun.com.tr/

05 Haziran 2022       Ankara Meşale Koşusu (10-21 Km)         www.mesalekosusu.com/tr

11 Haziran 2022       Geyik Koşulari (4-8-14-28 Km- Bambi Koşusu)      https://www.geyikkosulari.com/

11 Haziran 2022       Yesemek Ultra Trail (5-10-22-45-65 Km)            https://yesemekultra.org/

12 Haziran 2022       Sapanca Ultra (6-13-21-40-60 Km)                   www.sapancaultra.org

12 Haziran 2022      Şerife Bacı İstiklal Koşusu (10-21 Km)            www.serifebaciyolkosusu.com/tr

12 Haziran 2022      Van Denizi Yarı Maratonu (3-10-21 Km)

19 Haziran 2022       Ankara Yarı Maratonu (10-21 Km)                    https://www.ankarayarimaratonu.com/

                                                     TEMMUZ - 2022

01-02 Temmuz 2022    Sky Erciyes Ultra (12-25-45-64 Km)                            www.skyerciyes.com

22-24 Temmuz 2022    Uludağ Premium Ultra Trail (6-16-30-66-100 Km)    www.uludagultra.com

29-30 Temmuz 2022    Artos Sky Trail (15-30-48 Km)                                www.artosskytrail.com


                                                     AĞUSTOS - 2022

19-21 Ağustos 2022    Runfire Salt Lake Ultra Trail (10-20-40-80 Km-100 mil )    www.runfiresaltlake.com/TR

27 Ağustos 2022        Eskişehir Yarı Maratonu (10-21 Km)                      www.eskisehiryarimaratonu.com


                                                     EYLÜL - 2022

05 Eylül 2022            İsmail Akçay Yol Koşusu (10.5 Km)

10 Eylül 2022            Kaçkar Ultra (5-15-45 Km)                                www.ultrakackar.com

10-11 Eylül 2022       Kyzikos Ultra (5-22-45-60-80 Km)                         www.kyzikosultra.com

11 Eylül 2022            9 Eylül İzmir Yarı Maratonu  (10-21 Km)        www.maratonizmir.org

17-18 Eylül 2022      Frig Ultra Maratonu (2-6-12-22-54 Km)                             www.frigultra.org

24 Eylül 2022           Likya Yolu Ultra Maratonu (20-37-57-100 Km)     www.likyayoluultramaratonu.com/TR/ 

24-25 Eylül 2022  Kilikya Ultra Maratonu (7-15-33-54 Km- 33 Km Takım Yarışı)    www.kilikyaultramaratonu.org

25 Eylül 2022        Gelibolu Maratonu (10-21-42 Km-10 Km Takım Yarışı)        www.gelibolumaratonu.com        


                                                     EKİM - 2022

02 Ekim 2022            Bodrum Yarı Maratonu (5-10-21 Km)                www.bodrumyarimaratonu.com 

02 Ekim 2022            Eker I Run Yol Koşusu (2-5-15-42 Km)                    www.ekerkosu.com

02 Ekim 2022            Gelibolu Maratonu (10-21-42 Km)                            www.gelibolumaratonu.com 

09 Ekim 2022            Geyik Koşuları (4-8-14-28 Km-Çocuk Koşuları)            www.geyikkosulari.com 

09 Ekim 2022            Kayseri Yarı Maratonu (10-21 Km)                            www.kayseriyarimaratonu.com

15 Ekim 2022            Salomon Kapadokya Ultra (38-63-119 Km )         www.cappadociaultratrail.com 

16 Ekim 2022          Gazi Yarı Maratonu (10-21 Km)   https://gaziyarimaratonu.org/

23 Ekim 2022            Kivi Koşusu (5-10 Km)                                           www.kivikosusu.com


                                                     KASIM - 2022

06 Kasım 2022         İstanbul Maratonu (8-15-42 Km)                    www.event.spor.istanbul/

12 Kasım 2022         UA Gece Koşuları (6-12 Km)                        www.uzunetap.com/TR/?p=Gece-Kosulari

19 Kasım 202           Bodrun Ultra Maratonu (6-10-23-60 Km)                      www.bodrun.org


                                                    ARALIK - 2022

03-04 Aralık 2022        İda Ultra Maratonu (15-36-66-114 Km)    www.idaultra.com/

17 Aralık 2022            Longest Night Run (8-20-45 Km)                https://uzunetap.com/TR/?p=Longest-Night-Run-or-Ride

24-25 Aralık 2022        Antalya Ultra Trail  (5-12-31-55 Km)                 www.antalyaultra.org/

                                      

30 Temmuz 2019 Salı

ULUDAĞ ULTRA: EN TECRÜBELİ KOŞUCUYA BİLE ÇOK ŞEY ÖĞRETEN BİR YARIŞ


ve başlıyoruz
Uludağ Ultra Maratonu ilk kez 2017’de düzenlendi. Bir yıl aranın ardından ikincisi 20-21 Temmuz 2019’da gerçekleştirildi. Bu yılki yarış, Bodrum Yarı Maratonu Yarış Direktörü Engin Çetinay ve 2017 yarışını organize eden Veysel Güler’in desteğiyle hayata geçirildi. 

2017’de Zeyniler Köyünde başlayan yarış, bu yıl Uludağ Oteller Bölgesine alınmıştı. 4 farklı parkurdan oluşan tüm yarışların başlangıç ve bitiş noktası Uludağ Oteller Bölgesindeydi.

ÇALIKUŞU ROMANINDA GEÇEN GÜZEL KÖY

Zeyniler, il merkezine yaklaşık 10km uzaklıkta, Bursa’yı ayaklarınızın altına sunan güzel bir köy. Bu köyün en önemli özelliği Reşat Nuri Gültekin’in Çalıkuşu romanında da adının geçmesi. Ayrıca köyde, kadınlar tarafından kurulan bir de kooperatif var.

Zeyniler, 66km ve 100km koşacak sporcular için ikinci kontrol noktası. Bu kontrol noktasında kooperatifin kurulmasında emeği geçen kadınların gönüllü olarak görev yaptığını da belirtmeliyim.

Uludağ Ultra’daki 4 parkura gelecek olursak liste şöyle:
  •           5100 metre rakım kazanımlı 100 km’lik Uludağ Ultra Trail
  •          3600 metre rakım kazanımlı 66 km’lik Uludağ Advanced Trail
  •         1050 metre kazanımlı 30 km’lik Uludağ 30K
  •          500 metre rakım kazanımlı 13 km’lik Uludağ 13K

100 km’lik Uludağ Ultra Trail, ülkemizdeki birçok uzun yarış gibi az sayıda sporcu ile koşuldu. 2’si kadın (%9) 22 kişi koşucu vardı. 19 kişi bitiş noktasına geldi.
66 km’lik Uludağ Advanced Trail yarışını 10’u kadın (%10,2) 98 kişi koştu ve yarışı 84 kişi bitirdi.
30 km’lik Uludağ 30K yarışını 54’ü kadın (%20,4) 265 kişi koştu ve 229 kişi bitirdi.
13 km’lik Uludağ 13K yarışını 116’si kadın (%42,3) 274 kişi koştu ve 239 kişi bitirdi.

GÖNÜLLÜ OLACAKKEN, YARIŞA KATILDIM
Keyifli Patikalar
Aslında Uludağ Ultra’yı koşma niyetim yoktu. Organizasyonda gönüllü olacaktım. Ancak Engin Çetinay ve Parkur Direktörü Özgür Tetik, 66 km’lik parkurda koşmamı rica etti. Böylece Zeyniler Köyü’nde Çalıkuşu nostaljisi yaşayıp, gönüllü olmak yerine 66km’de yarışçı oldum. 2017’deki yarışı koşmamıştım ama parkur işaretlemede gönüllüydüm. Bu yüzden 100km ve 66km parkurlarının ikinci kontrol noktası olan Zeyniler Köyünden, dördüncü kontrol noktası olan Saitabat Köyüne kadarki 23 km’lik bölümü çok iyi biliyordum. Asıl yarışın bu bölümden sonra başlayacağını da elbette…

BURSA AYAKLARIMIZIN ALTINDA

Yarış 20 Temmuz Cumartesi günü sabah saat 7’de, 100km ve 66km startıyla başladı. İlk 2km asfalt ve tırmanıştı. 8.km’deki ilk kontrol noktası Kirazlı Yaylaya kadar ince bir patikada koştuk.
İnce patikaya girdikten sonra Kirazlı Yaylaya kadar indik. Bu inişte trail koşmaya alışık olmayanlar zorlanacaktır. Çünkü yarıştaki teknik bölümlerden biri. İniş olmasına rağmen kontrollü gitmek gerekiyor.
Bunun iki nedeni var: Birincisi, dengesiz bir basışla bileğinizi burkabilirsiniz. İkincisi, orman içinde ince patikanın bazı bölümleri belli olmuyor. Bu da işaretleri kaçırıp kaybolmak anlamına geliyor.
Organizasyon da bunun farkında olsa gerek, bu kısımdaki işaretleme kusursuza yakındı. Birçok yerde 5-10m’de bir işaretler vardı. Yine de hızlı ve dikkatsiz gidiyorsanız işaretleri kaçırabilirsiniz.
Zeyniler Köyünde Bursa görünümü
İlk kontrol noktasını geçtikten sonra, 19. km’deki Zeyniler Köyüne kadar olan kısım genellikle iniş ve ince patikadan oluşuyor. Buradaki ince patikalar, ilk bölümdeki kadar teknik değil. Trail koşmaya alışık olmayanların bile keyif alacağı güzellikte bir patika.
Zeyniler Köyüne gelmeden 400 metre kala orman içinde koşarken bir anda Bursa’yı ayaklarınızın altında görüyorsunuz. İşte burası yarışın en güzel yeri. Sanki seyir terasında gibisiniz. Orman içinde koşarken bir anda Bursa’yı ayaklarınızın altında görüyorsunuz. Ve rakım olarak ne kadar yukarı olduğunuzu da hissediyorsunuz.
Bu kısımda, manzarayı gördüğümüz yer hariç işaretleme iyiydi. Kontrol noktasına gelince (ön grupta koşanlar) işaretlemedeki sıkıntıdan bahsettik. Görevliler hemen orayı işaretlemeye gideceklerini söylediler.

“İŞARET VANDALLARI”

Zeyniler’den çıktıktan sonra sıra, benim için yarışın en zevkli bölümü başladı. 2017’de işaretleme yaparken burası çok dikkatimi çekmişti. Bence yurtdışında trail koşacakların burada antrenman yapması gerekiyor.
Zeyniler’den Saitabat’a kadar bu kısım yaklaşık 23 km (Yarışın 19-42km arası). 30.km’de Cumalıkazık kontrol noktası var. Zeyniler’den çıktıktan sonra ince bir patikadan dere yatağına iniyorsunuz. Orada 2km koştuktan sonra köprüden geçiyorsunuz. Yine ince bir patikadan yukarı doğru koşuyorsunuz. İnce patika koşmaya çok müsait…
Lütfen Koparmayın
Bu bölümde koşarken, işaretlemenin çok iyi olduğunu düşündüm. Ancak yarıştan sonra, burada yürüyüş yapan bazı kişilerin işaretleri söktüğünü ve bu nedenle koşucuların yolu şaşırdığını öğrendim.
Ben bu insanlara “İşaret Vandalları” diyorum. Sözde ormana hava almaya, sosyalleşmeye, sağlıklı olmaya geliyorlar. Bazen de bu kişiler o civarda yaşayanlar oluyor. Ancak bu aktivite akıl sağlıklarına hiçbir fayda sağlamıyor. Beyinlerine giden oksijen daha medeni ve “insani” olmalarını sağlamıyor. Ormanları yakanlar, trafik tabelalarına ateş edenler, otobüs duraklarını, reklam tabelalarını parçalayanlar kadar vandallar ve kötü ruhlular. İşaretlerin üzerine “Lütfen koparmayın” yazılsa bile durum değişmiyor.
Bu insanlara rağmen, yarışın bu bölümünün hafta sonu ailenizle ve arkadaşlarınızla gelmeniz için uygun oyduğunu söyleyebilirim. Aileniz sizi Zeyniler Köyünde bırakıp Saitabat Köyüne gider, kahvaltı yapar. Siz o mesafeyi koşup, harika bir antrenman yapabilirsiniz.


YOL AYRIMINA YAKLAŞIRKEN

Parkura dönecek olursak, ince patikadan tepeyi çıkınca adını bilmediğim bir köye girip çıkıyorsunuz. Bu köyden sonra CumalıKazık köyüne kadar parkur genellikle inişli çıkışlı.  Cumalıkazık yarış içerisinde geçeceğiniz en alçak nokta ve rakımı 370 metre. Oteller Bölgesinde ise rakım 1780 metreydi. Yani -1430 metrelik bir rakım kaybınız oluşuyor.
Bu rakım kaybı sizi aldatmasın. İnişteki patikaların çoğu teknik olduğu için parkurun bu kısmını planladığınız kadar hızlı koşamıyorsunuz. Cumalıkazık’tan çıktıktan sonra Küreklidere Şelalesi’nin olduğu bölüme kadar genelde kalın bir patikadan koşuyorsunuz. Şelale bölgesine gelince yaklaşık 1.5km’lik bir tırmanıştan sonra şelaleye ulaşıyorsunuz.
Bu yarışta bir değişiklik yapıp, 100km koşan Cevdet Alyılmaz ve 66km koşan Mehmet Aydıngör’ü ikna edip fotoğraflar çektim. Bu fotoğrafları yarış içerisinde sosyal medyada paylaştım. Gelen tepkilerden biri oldukça ilginçti: “Abi sen yarışta kontrol noktasında bile çok az durursun, ne ara durup da fotoğraf çekip paylaşmaya başladın!”
Küreklidere Şelalesi
Küreklidere Şelalesi kesinlikle görülmesi gereken yerlerden biri. Bursa’ya yolunuz düşerse mutlaka uğrayın. Ulaşım da son derece kolay. Saitabat Köyüne çok yakın. Arabanızı oraya park ettikten sonra yalnızca 500m yürüyerek şelaleye ulaşabiliyorsunuz.
Küreklidere’den çıktıktan sonra yaklaşık 2km kalın bir patikadan koştuk. Bu yol bizi Saitabat Köyüne giden asfalt yola çıkardı. 2017’de Saitabat Köyü içinde olan kontrol noktası bu yıl köyün 1km dışına taşınmış. Bunun nedeni, 100km ve 66km yarışlarının ayrım noktası olması. İlk 42 km’yi birlikte koştuktan sonra koşucular burada ayrılıyorlar. 100km koşanlar sola, 66km koşanlar sağa gidiyor.

SUSUZ KALDIK

Parkurda ilerlerken iklim değişikliğine de şahit olduk. Oteller bölgesinde koşuya başladığımızda hava serindi, aşağı indikçe ısınmaya başladı. Cumalıkazık kontrol noktasında suyumu doldurdum. Hatta Kürekli Şelalesine çıkmaya başlamadan, aşağıdaki dere yatağında yüzümü yıkayıp suyumu tekrar doldurdum. Buna rağmen Saitabat Köyüne gelmeden suyum tükendi. Sadece benim değil, önde koşan Cevdet Alyılmaz ve Mehmet Aydıngör’ün de suyu bitti. Kontrol noktasına yaklaşığımızı düşünerek, asfalta çıktığımızda gördüğümüz çeşmeden su doldurmak yerine yolumuza devam etmiştik. Ama kontrol noktası Saitabat dışına çıktığı için bu bölümde biraz susuz kaldık. Gelecek yıllarda bu parkurda koşacak arkadaşlara önerim, su sıkıntısı yaşamamak için gördükleri her çeşmeden su takviyesi yapmaları… Ben az su tüketen biri olarak su sıkıntısı çektiysem çok su içenleri düşünemiyorum.

HARARETLİ KİLOMETRELER

ANDA ekibi ile anı fotoğrafı
Yarışa başlamadan önce yarışı ikiye bölmüştüm. İlk 38km’lik kısımda çıkışlar olsa da genel olarak inişlerden oluşuyordu. Asıl yarış 38.km’den sonra başlıyordu. Burada asfalt ile başlayan tırmanış 61.km’ye kadar devam ediyordu. Bu kısımda en ufak bir iniş yoktu, sürekli tırmanış vardı. Bunu bildiğim için 42.km’deki kontrol noktasında su ve besin takviyesini iyi yaptım.
Bir sonraki kontrol noktası 55.km’deydi. Ben organizasyondaki tek aksak nokta burasıydı. Tamamen tırmanış olan bu bölüme tek kontrol noktası konmuştu. Ben ve Mehmet Aydıngör bu kısmı 2 saat 23 dakikada kat ettik. Kontrol noktasından çıkarken yedekte tutuğum su şişemi de doldurdum. Böylece 1 litre su ile yola koyuldum.
Kontrol noktasından çıkarken sorduğum tek soru vardı: “Yolda çeşme var mı?”. Yol üzerinde olduğunu söylediler ve biraz rahatladım. Yaklaşık 3km sonra çeşmeye denk geldik. Yüzümü ve kollarımı yıkadıktan sonra sularımı boşaltıp bu çeşmeden akan buz gibi suyla doldurdum.
Yarışa Mehmet’le devam ediyorduk. Ben İstanbul’dan Mehmet’te İzmir’den, yani “rakım olmayan iki ilden” gelmiştik. Yukarı çıktıkça rakımın etkisini hissetmeye başladık. Normalde bu türden eğimli yolları koşardım. Ancak rakım bunu engelledi. Koş-yürü yaparak çıktık.  

50.KM’DE KONTROL NOKTASI OLMALI

50.km’de organizasyonda görevli ANDA arama kurtarma ekibini gördük. Ateşin üzerinde çaydanlığı görünce ekibe “Çayınız var mı? diye sordum. “Evet” yanıtını alında burası bizim için ara kontrol noktası oldu. Bir bardak çay içip yeniden yola koyulduk. Bence organizasyon gelecek yıldan itibaren buraya bir kontrol noktası koymalı.
55.km’deki kontrol noktasına kadar yürü-koş ile devam ettik. Kontrol noktasına ulaştığımızda manzara inanılmazdı. Çıkarken dönüp arkaya hiç bakmadığımı o zaman fark ettim. Kontrol noktasının olduğu bölgede ağaç olmadığı için manzara daha iyi görünüyordu. 52.km’den sonra ağaçlar bitmişti, 3km kadar çıplak bir arazide koşmuştuk. Yukarı çıktığımız için hava serinlemeye başlamıştı. Bu iyiydi çünkü, sıcakta koşmak (daha doğrusu yürümek) su sıkıntısı yaratabilirdi.
Kontrol noktasında Egemen Dağıstanlı vardı. Bizim organizasyonlarda beraber çalıştığımız arkadaşlarımızdan biriydi. Arazide araba kullanma konusunda ustaydı. Yukarı çıkarken arabasının hararet yaptığını söyledi. Yaklaşık 1 saat hararetin geçmesini beklemişler. Araba bile hararet yaptıysa biz ne yapacaktık?

EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMAYINCA…
Karşı tepeye koşacağız işareti
55.km’deki kontrol noktasından sonra yol bitti. Dağa doğru işaretleri takip ederek tırmanışa geçtik. Bu kısımda yürümekten başka şansımız yoktu. Arazi yapısı koşmaya izin vermiyordu. Yaklaşık 3km bu şekilde devam edip zirveye çıktık. Zirvedeki rakım 2480 metreydi. Zirveye çıkınca ince bir patikayı takip edip 61.km’ye kadar devam ettik. Bu noktada Özgür Tetik ve Veysel Güler ile karşılaştık. Aşağı baktığımızda artık oteller bölgesini görüyorduk. Ama bizi bekleyen bir sürpriz vardı. Parkurdaki en teknik inişi yapacaktık.
Yarış öncesi parkur analizi yaparken 61.km’den sonra yaklaşık 500 metrelik rakım kaybedeceğimiz bir iniş yapacağımızı hesaplamıştım. Dolayısıyla bu kısmı koşarak hızlı kat etmeyi planlamıştım. Ancak trail koşularda, evdeki hesap genellikle çarşıya uymaz. Bu inişi parkurun en teknik yerinde yapmamız bunun bir ispatıydı.
Ben ve Mehmet gündüz gözüyle buradan inerken zorlandıysak gece inenleri hiç düşünemiyorum. Önümüzdeki yıl koşacak arkadaşlar bu inişe kendilerini psikolojik olarak hazırlasınlar.
Zirveye çıkarken
Yaklaşık 1km’lik inişten sonra koşulabilecek kalın bir patikaya çıkıyorsunuz. Yaklaşık 2km koştuktan sonra yine teknik bir inişe geliyorsunuz. Ardından oteller bölgesine inip son 800 metreyi asfalttan koşarak bitiş noktasından geçiyorsunuz.

ZOR AMA KOŞULMASI GEREKEN BİR YARIŞ
Yarış zor muydu, kesinlikle zordu. Sonuçta 1780 rakımdan başlayıp 370 rakıma iniyor, ardından 2480 rakıma çıkıp 1780 metre rakımda bitiriyorsunuz. Böyle bir yarış nasıl kolay olabilir ki?
Bitiş anı
Parkur boyunca doğa mükemmel ve parkur yapısı çoğunlukla koşmaya müsait. Yurtdışında yarış koşacak arkadaşların kesinlikle koşması gereken bir parkur. Parkurun birçok yerinde teknik iniş ve çıkışlar bulunuyor. Organizasyonda çalışanlar yardımsever ve güler yüzlüydü.  Kontrol noktaları mükemmeldi. İşaretleme köylülerin söktüğü bölümler hariç kusursuzdu. Yarış sonundaki ikramlar çok iyiydi. Bu konuda çıtayı çok yükselttikleri için diğer organizasyonların işi biraz zorlaştı. Bunce bu “bolluktaki” en büyük etken Bursa’nın sanayi bölgesi olması. Uludağ ve Eker grubunun desteklerini hissettik.

Ülkemiz güzel bir yarış daha kazandı. Her geçen gün sayısı artan trail koşularında bu yarışla beraber önemli bir adım daha atıldı. Yarışta emeği geçen başta Engin Çetinay, Veysel Güler, Özgür Tetik ve Tuğba Tetik olmak üzere tüm gönüllülere ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Ayrıca malzeme sponsorum Underarmour Türkiye'ye de teşekkürü borç bilirim.

Uludağ Ultra 66 Km Yarış Sonuçları

Kadınlar :
1-    Virginie Arslan
2-    Yang Zhao
3-    Bahar Baltaci

Erkekler  :
1-     Mahmut YAVUZ
2-    Mehmet AYDINGÖR
3-    Bahadır Ozan SİNGER