ve başlıyoruz |
Uludağ Ultra Maratonu ilk kez 2017’de düzenlendi. Bir yıl
aranın ardından ikincisi 20-21 Temmuz 2019’da gerçekleştirildi. Bu yılki yarış,
Bodrum Yarı Maratonu Yarış Direktörü Engin Çetinay ve 2017 yarışını organize
eden Veysel Güler’in desteğiyle hayata geçirildi.
2017’de Zeyniler Köyünde başlayan yarış, bu yıl Uludağ
Oteller Bölgesine alınmıştı. 4 farklı parkurdan oluşan tüm yarışların başlangıç
ve bitiş noktası Uludağ Oteller Bölgesindeydi.
ÇALIKUŞU
ROMANINDA GEÇEN GÜZEL KÖY
Zeyniler, il merkezine yaklaşık 10km uzaklıkta, Bursa’yı ayaklarınızın
altına sunan güzel bir köy. Bu köyün en önemli özelliği Reşat Nuri Gültekin’in
Çalıkuşu romanında da adının geçmesi. Ayrıca köyde, kadınlar tarafından kurulan
bir de kooperatif var.
Zeyniler, 66km ve 100km koşacak sporcular için ikinci
kontrol noktası. Bu kontrol noktasında kooperatifin kurulmasında emeği geçen
kadınların gönüllü olarak görev yaptığını da belirtmeliyim.
Uludağ Ultra’daki 4 parkura gelecek olursak liste şöyle:
- 5100 metre rakım kazanımlı 100 km’lik Uludağ Ultra Trail
- 3600 metre rakım kazanımlı 66 km’lik Uludağ Advanced Trail
- 1050 metre kazanımlı 30 km’lik Uludağ 30K
- 500 metre rakım kazanımlı 13 km’lik Uludağ 13K
100 km’lik Uludağ Ultra Trail, ülkemizdeki birçok uzun
yarış gibi az sayıda sporcu ile koşuldu. 2’si kadın (%9) 22 kişi koşucu vardı. 19
kişi bitiş noktasına geldi.
66 km’lik Uludağ Advanced Trail yarışını 10’u kadın (%10,2)
98 kişi koştu ve yarışı 84 kişi bitirdi.
30 km’lik Uludağ 30K yarışını 54’ü kadın (%20,4) 265 kişi
koştu ve 229 kişi bitirdi.
13 km’lik Uludağ 13K yarışını 116’si kadın (%42,3) 274 kişi
koştu ve 239 kişi bitirdi.
GÖNÜLLÜ
OLACAKKEN, YARIŞA KATILDIM
Aslında Uludağ Ultra’yı koşma niyetim yoktu.
Organizasyonda gönüllü olacaktım. Ancak Engin Çetinay ve Parkur Direktörü Özgür
Tetik, 66 km’lik parkurda koşmamı rica etti. Böylece Zeyniler Köyü’nde Çalıkuşu
nostaljisi yaşayıp, gönüllü olmak yerine 66km’de yarışçı oldum. 2017’deki yarışı koşmamıştım ama parkur işaretlemede gönüllüydüm.
Bu yüzden 100km ve 66km parkurlarının ikinci kontrol noktası olan Zeyniler Köyünden,
dördüncü kontrol noktası olan Saitabat Köyüne kadarki 23 km’lik bölümü çok iyi
biliyordum. Asıl yarışın bu bölümden sonra başlayacağını da elbette…
BURSA
AYAKLARIMIZIN ALTINDA
Yarış 20 Temmuz Cumartesi günü sabah saat 7’de, 100km ve
66km startıyla başladı. İlk 2km asfalt ve tırmanıştı. 8.km’deki ilk kontrol
noktası Kirazlı Yaylaya kadar ince bir patikada koştuk.
İnce patikaya girdikten sonra Kirazlı Yaylaya kadar
indik. Bu inişte trail koşmaya alışık olmayanlar zorlanacaktır. Çünkü yarıştaki
teknik bölümlerden biri. İniş olmasına rağmen kontrollü gitmek gerekiyor.
Bunun iki nedeni var: Birincisi, dengesiz bir basışla bileğinizi
burkabilirsiniz. İkincisi, orman içinde ince patikanın bazı bölümleri belli
olmuyor. Bu da işaretleri kaçırıp kaybolmak anlamına geliyor.
Organizasyon da bunun farkında olsa gerek, bu kısımdaki
işaretleme kusursuza yakındı. Birçok yerde 5-10m’de bir işaretler vardı. Yine
de hızlı ve dikkatsiz gidiyorsanız işaretleri kaçırabilirsiniz.
Zeyniler Köyünde Bursa görünümü |
İlk kontrol noktasını geçtikten sonra, 19. km’deki
Zeyniler Köyüne kadar olan kısım genellikle iniş ve ince patikadan oluşuyor.
Buradaki ince patikalar, ilk bölümdeki kadar teknik değil. Trail koşmaya alışık
olmayanların bile keyif alacağı güzellikte bir patika.
Zeyniler Köyüne gelmeden 400 metre kala orman içinde
koşarken bir anda Bursa’yı ayaklarınızın altında görüyorsunuz. İşte burası yarışın
en güzel yeri. Sanki seyir terasında gibisiniz. Orman içinde koşarken bir anda
Bursa’yı ayaklarınızın altında görüyorsunuz. Ve rakım olarak ne kadar yukarı
olduğunuzu da hissediyorsunuz.
Bu kısımda, manzarayı gördüğümüz yer hariç işaretleme iyiydi.
Kontrol noktasına gelince (ön grupta koşanlar) işaretlemedeki sıkıntıdan
bahsettik. Görevliler hemen orayı işaretlemeye gideceklerini söylediler.
“İŞARET
VANDALLARI”
Zeyniler’den çıktıktan sonra sıra, benim için yarışın en
zevkli bölümü başladı. 2017’de işaretleme yaparken burası çok dikkatimi
çekmişti. Bence yurtdışında trail koşacakların burada antrenman yapması
gerekiyor.
Zeyniler’den Saitabat’a kadar bu kısım yaklaşık 23 km
(Yarışın 19-42km arası). 30.km’de Cumalıkazık kontrol noktası var. Zeyniler’den
çıktıktan sonra ince bir patikadan dere yatağına iniyorsunuz. Orada 2km
koştuktan sonra köprüden geçiyorsunuz. Yine ince bir patikadan yukarı doğru
koşuyorsunuz. İnce patika koşmaya çok müsait…
Lütfen Koparmayın |
Bu bölümde koşarken, işaretlemenin çok iyi olduğunu
düşündüm. Ancak yarıştan sonra, burada yürüyüş yapan bazı kişilerin işaretleri
söktüğünü ve bu nedenle koşucuların yolu şaşırdığını öğrendim.
Ben bu insanlara “İşaret Vandalları” diyorum. Sözde
ormana hava almaya, sosyalleşmeye, sağlıklı olmaya geliyorlar. Bazen de bu
kişiler o civarda yaşayanlar oluyor. Ancak bu aktivite akıl sağlıklarına hiçbir
fayda sağlamıyor. Beyinlerine giden oksijen daha medeni ve “insani” olmalarını
sağlamıyor. Ormanları yakanlar, trafik tabelalarına ateş edenler, otobüs
duraklarını, reklam tabelalarını parçalayanlar kadar vandallar ve kötü
ruhlular. İşaretlerin üzerine “Lütfen koparmayın” yazılsa bile durum
değişmiyor.
Bu insanlara rağmen, yarışın bu bölümünün hafta sonu
ailenizle ve arkadaşlarınızla gelmeniz için uygun oyduğunu söyleyebilirim. Aileniz
sizi Zeyniler Köyünde bırakıp Saitabat Köyüne gider, kahvaltı yapar. Siz o
mesafeyi koşup, harika bir antrenman yapabilirsiniz.
YOL
AYRIMINA YAKLAŞIRKEN…
Parkura dönecek olursak, ince patikadan tepeyi çıkınca adını
bilmediğim bir köye girip çıkıyorsunuz. Bu köyden sonra CumalıKazık köyüne
kadar parkur genellikle inişli çıkışlı. Cumalıkazık
yarış içerisinde geçeceğiniz en alçak nokta ve rakımı 370 metre. Oteller Bölgesinde
ise rakım 1780 metreydi. Yani -1430 metrelik bir rakım kaybınız oluşuyor.
Bu rakım kaybı sizi aldatmasın. İnişteki patikaların çoğu
teknik olduğu için parkurun bu kısmını planladığınız kadar hızlı
koşamıyorsunuz. Cumalıkazık’tan çıktıktan sonra Küreklidere Şelalesi’nin olduğu
bölüme kadar genelde kalın bir patikadan koşuyorsunuz. Şelale bölgesine gelince
yaklaşık 1.5km’lik bir tırmanıştan sonra şelaleye ulaşıyorsunuz.
Bu yarışta bir değişiklik yapıp, 100km koşan Cevdet Alyılmaz
ve 66km koşan Mehmet Aydıngör’ü ikna edip fotoğraflar çektim. Bu fotoğrafları
yarış içerisinde sosyal medyada paylaştım. Gelen tepkilerden biri oldukça
ilginçti: “Abi sen yarışta kontrol noktasında bile çok az durursun, ne ara
durup da fotoğraf çekip paylaşmaya başladın!”
Küreklidere Şelalesi |
Küreklidere Şelalesi kesinlikle görülmesi gereken
yerlerden biri. Bursa’ya yolunuz düşerse mutlaka uğrayın. Ulaşım da son derece
kolay. Saitabat Köyüne çok yakın. Arabanızı oraya park ettikten sonra yalnızca
500m yürüyerek şelaleye ulaşabiliyorsunuz.
Küreklidere’den çıktıktan sonra yaklaşık 2km kalın bir
patikadan koştuk. Bu yol bizi Saitabat Köyüne giden asfalt yola çıkardı. 2017’de
Saitabat Köyü içinde olan kontrol noktası bu yıl köyün 1km dışına taşınmış. Bunun
nedeni, 100km ve 66km yarışlarının ayrım noktası olması. İlk 42 km’yi birlikte
koştuktan sonra koşucular burada ayrılıyorlar. 100km koşanlar sola, 66km
koşanlar sağa gidiyor.
SUSUZ
KALDIK
Parkurda ilerlerken iklim değişikliğine de şahit olduk. Oteller
bölgesinde koşuya başladığımızda hava serindi, aşağı indikçe ısınmaya başladı.
Cumalıkazık kontrol noktasında suyumu doldurdum. Hatta Kürekli Şelalesine
çıkmaya başlamadan, aşağıdaki dere yatağında yüzümü yıkayıp suyumu tekrar
doldurdum. Buna rağmen Saitabat Köyüne gelmeden suyum tükendi. Sadece benim değil, önde koşan Cevdet Alyılmaz ve Mehmet
Aydıngör’ün de suyu bitti. Kontrol noktasına yaklaşığımızı düşünerek, asfalta
çıktığımızda gördüğümüz çeşmeden su doldurmak yerine yolumuza devam etmiştik.
Ama kontrol noktası Saitabat dışına çıktığı için bu bölümde biraz susuz kaldık.
Gelecek yıllarda bu parkurda koşacak arkadaşlara önerim, su sıkıntısı yaşamamak
için gördükleri her çeşmeden su takviyesi yapmaları… Ben az su tüketen biri
olarak su sıkıntısı çektiysem çok su içenleri düşünemiyorum.
HARARETLİ
KİLOMETRELER
ANDA ekibi ile anı fotoğrafı |
Yarışa başlamadan önce yarışı ikiye bölmüştüm. İlk 38km’lik
kısımda çıkışlar olsa da genel olarak inişlerden oluşuyordu. Asıl yarış 38.km’den
sonra başlıyordu. Burada asfalt ile başlayan tırmanış 61.km’ye kadar devam
ediyordu. Bu kısımda en ufak bir iniş yoktu, sürekli tırmanış vardı. Bunu
bildiğim için 42.km’deki kontrol noktasında su ve besin takviyesini iyi yaptım.
Bir sonraki kontrol noktası 55.km’deydi. Ben
organizasyondaki tek aksak nokta burasıydı. Tamamen tırmanış olan bu bölüme tek
kontrol noktası konmuştu. Ben ve Mehmet Aydıngör bu kısmı 2 saat 23 dakikada
kat ettik. Kontrol noktasından çıkarken yedekte tutuğum su şişemi de doldurdum.
Böylece 1 litre su ile yola koyuldum.
Kontrol noktasından çıkarken sorduğum tek soru vardı: “Yolda
çeşme var mı?”. Yol üzerinde olduğunu söylediler ve biraz rahatladım. Yaklaşık
3km sonra çeşmeye denk geldik. Yüzümü ve kollarımı yıkadıktan sonra sularımı
boşaltıp bu çeşmeden akan buz gibi suyla doldurdum.
Yarışa Mehmet’le devam ediyorduk. Ben İstanbul’dan
Mehmet’te İzmir’den, yani “rakım olmayan iki ilden” gelmiştik. Yukarı çıktıkça rakımın
etkisini hissetmeye başladık. Normalde bu türden eğimli yolları koşardım. Ancak
rakım bunu engelledi. Koş-yürü yaparak çıktık.
50.KM’DE
KONTROL NOKTASI OLMALI
50.km’de organizasyonda görevli ANDA arama kurtarma
ekibini gördük. Ateşin üzerinde çaydanlığı görünce ekibe “Çayınız var mı? diye
sordum. “Evet” yanıtını alında burası bizim için ara kontrol noktası oldu. Bir
bardak çay içip yeniden yola koyulduk. Bence organizasyon gelecek yıldan
itibaren buraya bir kontrol noktası koymalı.
55.km’deki kontrol noktasına kadar yürü-koş ile devam
ettik. Kontrol noktasına ulaştığımızda manzara inanılmazdı. Çıkarken dönüp
arkaya hiç bakmadığımı o zaman fark ettim. Kontrol noktasının olduğu bölgede
ağaç olmadığı için manzara daha iyi görünüyordu. 52.km’den sonra ağaçlar
bitmişti, 3km kadar çıplak bir arazide koşmuştuk. Yukarı çıktığımız için hava
serinlemeye başlamıştı. Bu iyiydi çünkü, sıcakta koşmak (daha doğrusu yürümek)
su sıkıntısı yaratabilirdi.
Kontrol noktasında Egemen Dağıstanlı vardı. Bizim
organizasyonlarda beraber çalıştığımız arkadaşlarımızdan biriydi. Arazide araba
kullanma konusunda ustaydı. Yukarı çıkarken arabasının hararet yaptığını
söyledi. Yaklaşık 1 saat hararetin geçmesini beklemişler. Araba bile hararet
yaptıysa biz ne yapacaktık?
EVDEKİ
HESAP ÇARŞIYA UYMAYINCA…
Karşı tepeye koşacağız işareti |
55.km’deki kontrol noktasından sonra yol bitti. Dağa
doğru işaretleri takip ederek tırmanışa geçtik. Bu kısımda yürümekten başka
şansımız yoktu. Arazi yapısı koşmaya izin vermiyordu. Yaklaşık 3km bu şekilde
devam edip zirveye çıktık. Zirvedeki rakım 2480 metreydi. Zirveye çıkınca ince
bir patikayı takip edip 61.km’ye kadar devam ettik. Bu noktada Özgür Tetik ve
Veysel Güler ile karşılaştık. Aşağı baktığımızda artık oteller bölgesini
görüyorduk. Ama bizi bekleyen bir sürpriz vardı. Parkurdaki en teknik inişi
yapacaktık.
Yarış öncesi parkur analizi yaparken 61.km’den sonra
yaklaşık 500 metrelik rakım kaybedeceğimiz bir iniş yapacağımızı hesaplamıştım.
Dolayısıyla bu kısmı koşarak hızlı kat etmeyi planlamıştım. Ancak trail
koşularda, evdeki hesap genellikle çarşıya uymaz. Bu inişi parkurun en teknik
yerinde yapmamız bunun bir ispatıydı.
Ben ve Mehmet gündüz gözüyle buradan inerken zorlandıysak
gece inenleri hiç düşünemiyorum. Önümüzdeki yıl koşacak arkadaşlar bu inişe
kendilerini psikolojik olarak hazırlasınlar.
Zirveye çıkarken |
Yaklaşık 1km’lik inişten sonra koşulabilecek kalın bir patikaya
çıkıyorsunuz. Yaklaşık 2km koştuktan sonra yine teknik bir inişe geliyorsunuz.
Ardından oteller bölgesine inip son 800 metreyi asfalttan koşarak bitiş
noktasından geçiyorsunuz.
ZOR
AMA KOŞULMASI GEREKEN BİR YARIŞ
Yarış zor muydu, kesinlikle zordu. Sonuçta 1780 rakımdan
başlayıp 370 rakıma iniyor, ardından 2480 rakıma çıkıp 1780 metre rakımda
bitiriyorsunuz. Böyle bir yarış nasıl kolay olabilir ki?
Bitiş anı |
Parkur boyunca doğa mükemmel ve parkur yapısı çoğunlukla
koşmaya müsait. Yurtdışında yarış koşacak arkadaşların kesinlikle koşması
gereken bir parkur. Parkurun birçok yerinde teknik iniş ve çıkışlar bulunuyor. Organizasyonda
çalışanlar yardımsever ve güler yüzlüydü. Kontrol noktaları mükemmeldi. İşaretleme
köylülerin söktüğü bölümler hariç kusursuzdu. Yarış sonundaki ikramlar çok iyiydi.
Bu konuda çıtayı çok yükselttikleri için diğer organizasyonların işi biraz
zorlaştı. Bunce bu “bolluktaki” en büyük etken Bursa’nın sanayi bölgesi olması.
Uludağ ve Eker grubunun desteklerini hissettik.
Ülkemiz güzel bir yarış daha kazandı. Her geçen gün
sayısı artan trail koşularında bu yarışla beraber önemli bir adım daha atıldı. Yarışta
emeği geçen başta Engin Çetinay, Veysel Güler, Özgür Tetik ve Tuğba Tetik olmak
üzere tüm gönüllülere ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Ayrıca malzeme sponsorum Underarmour Türkiye'ye de teşekkürü borç bilirim.
Uludağ
Ultra 66 Km Yarış Sonuçları
Kadınlar
:
1- Virginie Arslan
2- Yang Zhao
3- Bahar Baltaci
Erkekler :
1- Mahmut YAVUZ
2- Mehmet AYDINGÖR
3- Bahadır Ozan SİNGER
tebrik ederim,
YanıtlaSilteşekkürler..
SilTebrik ederim kardeşim. Ayaklarına ve gönlüne sağlık. Süpersin.
YanıtlaSilteşekkürler..
SilKalemine de ayaginada sağlık Mahmut abi, seneye o parkuru kosucak biri olarak çok aydınlandım ��
YanıtlaSil